Sambadrome, Manaus, Fonte Nova, Beira-Rio, Mineirão, ve Sao Paulo... orta sahası. SOCRAT S., "kollektif futbola” uyum sağlayamamış lambur lumbur bir ortasaha. Müzik dinlemez, Samba yapmaz. Banyoda lif yerine bulaşık süngeri kullanır, gazeteye spor sayfasından başlar. Herhangi bir siyasi görüşü yok. "İçimizden birinin" üçüncü sayfa haberlerine yansımış hali gibi, adı bile tam değil. Plajda duran toplara iyi vuran bir golcüyken, Serie A'da frikik ustası olmuş. Gol primiyle hayatını kazandığı için pas atmaz ara pasa kaçmaz. Kaleyi gördü mü acımaz. Kendi futbol anlayışı bakımından sorun yok; “pas atsam ne olacak oyunu mundar edecekler”... Ama acaba öyle mi? Socrat S.’i ve onun adalet duygusunu da rahatsız eden işler olabiliyor bazen hayatta... At izinin it izine karıştığı bir orta saha... Kim, niye Arjantin'le oynanan milli maçta duran topun başına geçmek istesin ki? Hem niye o oyundayken? Siyaset karışmış desek?.. Garip... Soyunma odası âlemine, başka âlemlere, ama asıl fubol âlemine dikiz atan, entrikası bereketli bir ortasaha...Böyle başlamıştı hikayesi. Çok alkol tüketiyor. Çok küfür ediyor derken meclise kadar taşınan dizide Socrat S.’in altın kramponu aldığı ödül konuşmasında “Krampon iyiymiş ama altının amk” demesi sonunun başlangıcı oldu.
Dizi yoğun baskılar altında devam etti ve geçtiğimiz hafta final yaptı. Geride sağlam bir Socrat S. hayran kitlesi kaldı.
